Ortalığa belediyenin saldığını düşündüğüm insanlar var.
Bunlar zorla kendilerine aşık edilmek için görevlendirilmiş bir takım kimseler.
Asla sevgilin olmuyorlar. Arkadaşın da olmuyorlar. Ne bok oldukları belli
olmuyor yani…
Bu konu üzerine hayatları boyunca eğitim almışçasına profesyoneller.
Önce ufak ufak hayatına giriyorlar. Farkında değilmiş gibi seni etkilemeye
başlıyorlar. O kadar doğru zamanda o kadar doğru yerde oluyorlar ki aklını
kaçırırsın! Öyle centilmenliklerinden falan ölmüyorlar yanlış anlaşılma
olmasın. Tamamen yanlış adamlar. Öyle ki düşünmen gerekiyor, sevgili olsak
yapabilir miyiz? diye… Bilinçli bir şekilde öyle dizayn edilmişler çünkü. Sırf senin düşünmen için...
Olmayacak sen de biliyorsun. İşte o yüzden daha çekici
geliyor. Bunlar hep kurgu aslında. Robotik bunlar. Salmış belediye.
Velhasıl-ı kelam bir bakmışsın ki bütün gün arasın diye
bekler olmuşsun. Alışmışsın çünkü arayıp sormasına. Özlüyorsun böyle kendi
kendine çaktırmadan. Başına ne gelse anlatmak istiyorsun hemen. Her gün ona
anlatıyorsun çünkü yaptığın her haltı.
Yanıltmıyor seni. O gün de çalıyor telefonun. Sen aramasan
da o arıyor.
Gayet normal bir şeyken onunla konuşmak, bir süre sonra
yüzünde gerizekalıca bir tebessüm oluşturan aktiviten haline geliyor.
Olur diyorsun, manyak bu herif falan ama olur yani…
İşte tam bu sırada, benim de ne olduğunu bilmediğim bir şey
oluyor. Aldıkları eğitimin gereği olarak, yine ufak ufak sinyal vermeye
başlıyorlar. Baya herif dümdüz sana doğru yürürken, sağa sinyal verip duruyor.
İnmiyor ama arabadan. Duruyor öyle. Ne gidiyor. Ne kalıyor. Duruyor.
Bekleyip meyve vermek istesen de bekleyemiyorsun. Hayırdır
kardeş? Diyemediği için içindeki hanımefendi, bakıyorsun saf saf yüzüne.
Telefonlar daha az çalıyor.
Hava ısınıyor, sağanak yağışla gelen ilgi yerini esen
yellere teslim ediyor.
Sonunda dayanamıyor içindeki Kezban. Türk’sün madem, göster
ürksün! Basıyorsun durduk yere kalayı ve ardından ezberletilmiş cümleler
geliyor…
“İşte ben seni çok seviyorum da ilişki yaşayamıyorum. Biz
birlikte olursak seni tamamen kaybederim. Efendime söyleyeyim, sen benim için
çok değerlisin seni üzmek istemiyorum...”
"Ulan mal! Ne yapıyoruz biz o zaman?" dedikten sonra kürekle ağzının ortasına vurmak istiyor insan.
“Abla bizi belediye saldı sokaklara, kadınların kalbini
kıralım da intikam alalım diye” diyemiyor tabi.
Kaç para veriyorlarsa iki katını teklif ediyorum gençler!
Yapmayın şunu artık.
Sevmiyorsanız yaklaşmayın. Arkadaş olalım. Elele tutuşup
oynayalım. Sarılıp dağılalım.
Lütfen artık bizi dağıtmayın. Nitekim dağılacak yerlerim
sızlıyor artık.